KENDİNİ DEĞERLE; Değer Üretim ve Yönetimi
Mevlüt GÜLEÇ
Konumlandırma istasyonunda eğitime tanışma ile başladım.
Kariyerist öğrencilerinden kısaca kendilerini tanıtmalarını ilave olarak da diğerlerinden farkını söylemelerini rica ettim.
Ama maalesef…
Tamamına yakını sıradan olduğunu itiraf etmek zorunda kaldılar.
Farklı olma konusunda sıkıntı yapanlara “Sıradan olabilirsin, problem değil!” dediğimde “Evet, ben sıradanım” cevabını alıyordum.
Belki ilk defa sıradanlık onlara iyi geliyordu.
Aslında giyimlerine, saçlarına, sakallarına, makyajlarına baktığımızda hemen hepsi farklılaşma için ciddi gayret sarfediyorlardı.
Ama sıradanlıktan kurtulamıyor, farklılaşamıyorlardı.
…
Bunun yanında küçük bir test yaptım.
“Kendinize 10 üzerinden bir not verin, ne kadar değerlisiniz, görelim?” dedim.
Toplam on sınıfta, 400’e yakın öğrenci içinden kendine 10 tam puan veren 10 kişi çıkmadı.
Çok üzücü.
Onları biraz üzdüm belki ama rahatlatmak yine bana düşmüştü.
“Bu gayet normal. Verdiğiniz bu puanlar aslında sizin kendinize değil çevrenizin ve ailenizin size verdiği puanlardır. Sorunun kaynağı da burası zaten. Aslında hepiniz 10 numarasınız. Ancak kontrol sizde olmadığı çevrenizde olduğu için kendinizi yeterince değerli hissetmiyorsunuz.
O zaman sizin kendinizi değerlemeniz gerekir. Kariyer yönetiminde olduğu gibi değer yönetiminde de yönetimi başkalarına bırakmamalısınız. Yönetimi kendi ellerinize almalısınız.”
…
Peki o zaman değer nedir, değerleme nasıl bir şeydir?
Maddi manevi bir şeye verilen öneme değer diyebiliriz.
Bir şeyin ekonomik karşılığı ya da ederi de…
Değerleme ise…
Değer oluşturma…
Değerini artırma da denebilir.
…
Değer ve değerleme kavramları bugüne kadar mal ve hizmet noktasından ele alındığından insani tarafı çok önemsenmedi.
Özellikle ülkemizde bu yüzden çevremizi, arkadaş ve yakınlarımızı değerlemek yerine değersizleştirmede daha başarılı olduk.
Maalesef…
Eleştirmek, çekiştirmek, aşağılamak, değersizleştirme çok becerikli olduğumuz konular.
Ya değerlemek…
İltifat etmek, önemli hissettirmek, bir beklentiye girmeden yol göstermek, değer katmak, değer üretmek ise öncelediğimiz konulardan değil.
Kariyerist’in felsefesi ise tam da böyle bir şey.
Alanını seç, daralt, hedefini belirle, inovatif ürün ve sunumlar hazırla, rol modelin olsun, onunla iletişime geç ve bingo…
Veya…
İnovatif ürün ve sunum hazırlarken değerini yönet…
Bir kurumsal kimliğin olsun, renk ve yazı karakteri bilginle alt mesajlarını sağlam kurgula, logonu oluştur, seni anlatan bir slogan üret…
Biliyorsun sloganın yoksa sen de yoksun.
Ayrıca…
Bir kartvizitin olsun. Üzerinde tüm adreslerini içersin. O kartta teknolojiyi kullanarak kendini farklılaştır.
Halkla ilişkiler stratejileri geliştir. Davetler, eğitimler, etkinlikler de bolca tanış ve kartını uzat. Kendini anlatmak zorunda kalma, zira kartvizitin var artık.
Sosyal medya senin mecran olsun. İnternete girenler senin istediğin bilgiye çok rahat ulaşabilsinler.
Youtube, Vine gibi mecralarda seni anlatan videolar ve viral reklamların olsun.
Sponsorluk ve sosyal sorumluluk alanlarını da kullan.
Öyle projelerde görev al ki, insanlar peşinden gelsinler. Böylece aynı anda kurumsal kimlik, halkla ilişkiler, reklam, sponsorluk ve sosyal sorumluluk beşgenini oluştur.
İşte sana bir değer üretim ve yönetim algısı.
Dahası mı, dahası Kariyerist’te.